12 Kasım 2015 Perşembe

ANKARA'NIN GÜNDEMİNDEKİ BEŞ BAŞLIK


 İDRİS GÜRSOY, AKSİYON, 11 KASIM 2015

Ahmet Davutoğlu ve ekibini bekleyen ciddi problemler var. Türkiye’de daha fazla siyasi gerilim üretmek yerine toplumsal sorunları çözmek için enerji harcamak zorundalar.
AK Parti; demokrasi, hukuk, insan hakları, basın ve ifade özgürlüğü gibi temel konulardaki politikaları sebebi ile uzun süredir eleştirilerin odağında. Genel Başkan Ahmet Davutoğlu, bu kaygıları gidermek için, seçimden hemen sonra yaptığı balkon konuşmasında “Demokrasiden, adaletten, şefkatten, hukuktan bir adım geriye gidilmeyecektir.” dedi.
Ancak saatler sonra vaatler ile icraatlar arasında farklar olduğu açıkça ortaya çıktı. Kapağından dolayı Nokta dergisi toplatıldı, yazı işleri müdürü ve genel yayın yönetmeni tutuklandı. Hâkim kararı olmadan İzmir’de bazı emniyet mensupları gözaltına alındı. Koza İpek Holding’e yasa dışı bir şekilde kayyum atanarak el koyulması, ağırlıklı olarak dış ticaret yapan işadamlarından müteşekkil TUSKON’a polis baskını iç ve dış sermaye gruplarında kaygıları artırdı.
Ahmet Davutoğlu ve kuracağı hükümeti bekleyen ciddi yapısal problemler var. Önümüzdeki günlerde daha çok tartışılacak bu konulara bir göz atmakta fayda var:
Sivil Anayasa: Davutoğlu, toplumsal ve siyasi uzlaşma ile yeni, sivil bir anayasayı gündemine alacak. Ancak tek başına anayasayı değiştirecek 367 sandalye sayısına ulaşamadığı için muhalefetin desteğini arayacak. Muhalefet partileri parlamenter rejimin güçlendirilmesini istiyor. Bütün yetkileri bir kişinin elinde toplayan “Türk tipi başkanlık” dayatması yeniden masaya getirilirse fırsat yine kaçabilir.
Bağımsız Yargı: Yargı hükümetin güdümünde. Olağanüstü yetkiler verilen Sulh ceza hâkimlikleri iktidarın elinde bir sopaya dönüştü. Açılan davalar, gözaltı ve tutuklama kararları siyasi iktidarın talepleriyle uyumlu. Hâkim ve savcıların dokunulmazlığını sağlaması gereken HSYK, iktidara bağlandı.
Özgür Basın: Basın üzerindeki baskı inanılmaz boyutlara ulaştı. Gazeteciler tehdit altında. Hükümeti eleştirenler, haklarında soruşturmalar açılarak tutuklanıyor. Muhalif ve özgür basın üzerindeki baskılar bu şekilde sürerse, farklı ses kalmayacak. Otoriter rejimlerde görülen bir medya düzeni hâkim olacak. Avrupa standartlarında bir demokrasi için basın özgürlüğü teminat altına alınmalı.
Güvenlik ve terör: Çözüm süreci adı altında yürütülen görüşmeler, buzdolabına kaldırıldı. TSK’nın örgüte karşı operasyonları sürüyor. Çatışmasızlık sürecini değerlendiren örgüt, dağdan indi, şehir merkezlerini silah deposu hâline getirdi. Güneydoğu’da özerk bölgeler ilan ederek kantonlar oluşturma çabasına girişti. Halkla PKK’nın ayırt edilerek mücadelenin kararlılıkla yürütülmesi; kapalı kapılar ardında pazarlıklarla değil, Meclis’te bütün partilerin iştiraki ile çözüm süreci için adımlar atılması gerekiyor. Ayrıca IŞİD’e karşı kararlı bir mücadele başlatılması şart. Ankara’nın göbeğinde patlayan canlı bombalar, güvenlik zaaflarını gündeme getirmişti.
Dış politika: Türkiye, bugün dostları tarafından bile dışlanan, sözü dinlenmeyen, ne yapacağı öngörülemeyen, çevresiyle kavgalı bir ülkeye dönüştü. Bozulan siyasi ilişkiler nedeniyle; ticaret, turizm, taşımacılık gibi birçok alanda ülkemiz zarara uğruyor. 2 milyon Suriyeli mülteci sorunu çözüm bekliyor. Gerçekçi olmayan hedefler, Türkiye’yi yalnızlaştırdı. Ankara’nın uluslararası hukuk ve teamüllere saygılı dış politika anlayışına dönmesi gerekiyor.

Hiç yorum yok: